
Nesli tehlike altında olan deniz kaplumbağaları, ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altındadır. Mersin sahilleri, bu kaplumbağaların önemli yuvalama alanlarından biri olarak, yavru çıkışlarının en yoğun döneminde aktif bir şekilde devam ediyor.
Mersin, dünyada iribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta) ve yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas) için en önemli üretim merkezleri arasında yer alıyor. Haziran ayından itibaren, anaç kaplumbağalar kentin 5 yuvalama alanında ve diğer bazı sahillerde yuvalar oluşturup yumurtalarını bırakmaya başladı. Temmuz ayında başlayan yavru çıkışları, Ağustos ayında daha da yoğunlaştı. Yenişehir 100. Yıl Tabiat Parkı’nın yanı sıra Anamur, Silifke Göksu, Erdemli Alata ve Akdeniz Kazanlı bölgelerinde de deniz kaplumbağası yuvasında belirgin bir artış gözlemlendi.
Merkez Mezitli ilçesindeki 100. Yıl Tabiat Parkı sahilinde yavru çıkışlarını takip eden Mersin Üniversitesi (MEÜ) Deniz Kaplumbağaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ekibi, çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. 2009-2012 yılları arasında yuva sayısının 100’ü geçmediğini, 2020 yılında ise bu sayının yaklaşık 200’e ulaştığını bildiren akademisyenler, 2025 yılı itibarıyla yuva sayısının 250’ye kadar çıkabileceğini aktardı.
Akademisyenler, sahillerde atık bırakılması ve bilinçsiz davranışlardan dolayı kirliliğin arttığını da vurguladı. Yuvalardan ayakkabı, metal kutular ve plastik şişeler gibi birçok atığın çıkarıldığını ifade etti.
MEÜ Deniz Kaplumbağaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Görevlisi Dr. Mahmut Ergene, Mayıs ve Haziran aylarında yumurtlayan anaç kaplumbağaların yavrularının hızlı şekilde çıkmaya devam ettiğini belirtti. Dr. Ergene, “Temmuz ortalarında başlayan yavru çıkışlarının Eylül ayının sonuna kadar sürmesini bekliyoruz. Anaç kaplumbağa çıkışları şu an durdu. Ancak Ağustos ayı sonuna kadar birkaç ek yuva olabilir. Yavru çıkışlarımız ise hızlı bir şekilde devam etmekte” dedi.
Dr. Ergene, bu yıl yuva sayısında geçen yıllara göre bir artış kaydedildiğini de belirtti. “2009-2012 döneminde 100. Yıl Tabiat Parkı’ndaki yuva sayısı 100’ü geçmiyordu. 2020’li yıllarda bu sayı 200’lere ulaşarak 274’e kadar çıktı. Bu yıl ise 100. Yıl Tabiat Parkı sahilinde yaklaşık 250 yuva gözlemlendi. Bu artış, gerçekleştirdiğimiz koruma çalışmalarının bir sonucu” şeklinde konuştu.
Dr. Ergene, 100. Yıl Tabiat Parkı’ndaki kirliliğin diğer koruma alanlarına göre oldukça yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Biraz önce gördüğünüz gibi yuvaların içinden ayakkabı, plastik şişeler ve metal kutular çıkmakta. Çok sayıda katı atıkla karşılaşmaktayız. Bu alanı kullanan vatandaşlarımızdan rica ediyoruz; kaplumbağa yuvalarını eşelemeyin. Son yıllarda yuvaların eşelendiğini tespit ediyoruz. Bu, alttan çıkacak yavruların güneşin etkisiyle ölmesine neden oluyor” dedi.
Yavru kaplumbağaların asla elle taşınmaması gerektiğini de vurgulayan Dr. Ergene, “Yavruları elle taşıdığınızda onların yok olmasına sebep olabilirsiniz. En önemli noktalardan biri de çevremizi temiz tutmaktır. Özellikle plastik ve mikroplastik atıklar, deniz kaplumbağaları için büyük bir risk oluşturmakta” ifadelerini kullandı.

DOLAR
EURO
İNG. STERLİNİ
İSV. FRANGI
KAN. DOLARI
ÇEYREK ALTIN
BITCOIN